24 Eylül 2009 Perşembe

İSTEYİN ÇALALIM



         Gazetemize yazmaya başladığımı duyan dostlar şikayetçi oldukları konuları anlatıp gündeme getirmemi istiyorlar. Anlattıkları çok şey incir çekirdeği türünden şeylerdi. Fakat öyle ballandıra ballandıra dile getiriyorlardı ki, dünyanın en önemli konusu olduğuna karar verirdiniz. Bu gün bu isteklere cevap vermek istiyorum. Yazının başlığına bu yüzden radyo programı gibi başlık koydum.
 

***

         Aptullah adında arkadaşımın engelli ikiz kızı var. Yani ikisi de yürüyemiyor. Onlara belediye beş yıl önce bir tane akülü araba vermişti. Şimdi kızlar ikisi birlikte arabaya binemeyecek kadar büyüdüler. Bunun için başvuruda bulunmuş. Henüz daha sonuç alamamış. Adapazarı Belediye Başkanı Sayın Süleyman Dişli’nin bilgilerine sunuyorum. Biri üniversite sınavlarını kazanan kızlarımızın eziyetine son vermenizi rica ediyorum.

         Bu arkadaşım bana başka şeyden sözetti. O da şu: Hurdacıda satılık akülü araç görmüş. Durumdan vazife çıkarıp bunu yazmam için bana baskı kurdu. Bende, kuşku sağlam dayanağa dayanırsa araştırılır, kuşku duyulan konu düşündüğümüz gibiyse gündeme taşınır diyorum. Git gör, hurdacıya sor diyor. Öyle inatçı bir insan ki.. Kurtuluşu “ben köşe yazarıyım, muhabir değilim. Sen git, sor, öğren sonra yazarım” demekte buluyorum.

***

         Başka inatçı bir arkadaşımda deterjancı, eski bir müzisyen ve motosiklet satıcısı Muzaffer.  Motosiklet kullanabilir engellilere motosiklet ehliyeti verilmemesi konusunu gündeme getirmemi söyledi. Bende her engellinin engelli olduğu yerden ani hareket zayıflığının olacağını bunun için motosiklet ehliyeti konusunda hiçbir kuruldan geçmesinin mümkün olmayacağını söyledim. Bana radikal düşünmüyorsun diyor. Dünyanın değişmesi ancak radikal düşünceler sayesinde gerçekleşebilirmiş. “Hadi” diyor, “iki tekerlekli motosikletlere ehliyet verilmiyor diyelim, üç tekerleklilere de hatta dört tekerlekli ATV’lere de verilmiyor, bu haksızlık değil mi?” diye soruyor. 

***

         Sigara yasakları konusunda kahvehane işleten arkadaşlarım da yazmamı söylüyorlar. Hakikatten çoğu  bütün gün sinek avlıyor. Hele bahçesi veya balkonu olmayanlar çok kötü durumdalar. Sigara yasağı en çok onları vurdu. Bu konuya başka açıdan bakanlar da var. “Sadece sigara yasağı değil, internet de kahvehaneleri öldürdü” diyenler çok. Ama bu sigara yasağı gerçeğini inkar ettirecek bir şey değil. Bu kış kahveciler ne çare bulacaklar merak ediyorum. Bulamazlarsa iş yapamayıp kapanacaklar ne yazık ki..

***
 

         Engelli dernekleri başkan ve yönetici arkadaşlarımda kendileriyle ilgili konulardan söz etmemi istediler. Belki duymuşsunuzdur, Adapazarı’nda 3 engelli federasyonu var ve o federasyonların kurdurduğu dernek sayısı 30’u geçti. Yani toplam 33 dernek, 33 başkan var demektir bu.

           Kifayetsiz muhterisler adını koymak istiyorum hepsine. İsterlerse alınsınlar. Bu konu o kadar istismar edildi ki artık her derneğe ya dilenci, ya da hırsız gözüyle bakılıyor.

         Geçenlerde ortak görüşle kamu oyuna kendimizi sunalım, kuracağımız bir kurulda birlikte hareket yeteneklerimizi geliştirelim düşüncesiyle başkanlar düzeyinde toplanmışlar. Sonuç ne olmuş, sizin tahmininiz nedir? Kendinden menkul değerlerden oluşan kifayetsiz muhterisler ne yapabilir ki? Şık giyinip, güzel kokular sürünüp, hiçbir sonuca ulaşmayan iri laflar etmişler o kadar. Sonrada bir güzel KAVGA etmişler. Ayhan-Beyhan-Seyhan hanımlar korosuyla, Refik-Tevfik-Şefik beyler korosu (şimdilik isimlerini yazmıyorum, onlar kendilerini bilirler, ama bir dahaki sefere isimde vereceğim) kaos şarkılarını gırtlaklarını yırtarcasına çok güzel söylemişler. Bu arada Ferruh beyin bu toplantı için gönderdiği davete çok teşekkür ederim. Katılamadığım için üzülmüştüm. Gidememiş olmaktan dolayı bir kaybımın olmayışı üzüntümü hafifletti.

         Bu konu artık çok özür dilerim, kabak tadı verdi. Dernek başkanları şöhret olmak veya cep doldurmaktan başka ne amaçlıyorlar ki.. Dernekler masasının dernekleri çok sıkı denetlemesini rica ediyorum.

         Sayın valim yüz karası bir durum alan özürlü derneklerine çeki düzen verilmesini siz sağlayın. Çokluğun demokrasi olduğu yutturmacası ile bu kifayetsiz muhterislerin varlıklarını sürdürmeleri mümkün olmamalı. Ne yazık ki bunların yüzünden hep kaybeden engelliler oluyor.   

 ***

         Eski mahrukatçılar başkanı Hamdi Çiçek sevdiğim bir büyüğümdür. Yazılarımı sürekli okuyor. Aynı kahvehaneye çıkıyoruz. Kahvehanenin sahibi Oğuz eskiden beri arkadaşım. Kahvehanenin müdavimlerinin her biri ayrı bir hikaye. Hele 5’li bir gurup var.. Burada kısaca anlatmakla olmaz. Deprem öncesinde Çark caddesinde evi ve dükkanı olan Bülent arkadaşım Hacıoğlu mahallesine kahvehaneye bu müdavimlerin renkli kişiliklerinden dolayı geldiğini söylerdi eskiden. Şimdide değişen bir şey yok Hacıoğlunda. Uzaktan oturun seyredin bir tiyatro oyunu seyrettiğinizi sanırsınız. Bu mahrukatçı Hamdi ağabeyim yazılarımda onlarada yer vermemi istiyor. Söz Hamdi ağabey, onlardan da söz ederim. Bu gün bu satırları başlangıç olarak kabul et!

***

         Başka bir “İsteyin Çalalım” gününde buluşmak üzere..

***

         Her meslek gurubunun kullandığı yabancı kelimelere bakarak bilim üretmediğimiz anlaşılır. Bilimi üretmek masraflı olabilir. Zengin değiliz ondan bilim üretemiyoruz. Fakat kelime üretmek ve türetmek yok denecek kadar masrafsız. Hem meslek dillerinde (terminoloji) hem günlük dilde Türkçemizi güzel konuşabilmek için dilimize giren yabancı kelimeleri öğrenmeye devam edelim.

***
forward : İngilizce forward. Bankacılıkta "vadeli işlemler için uygulanacak olan döviz kuru" vadeli döviz ticareti
forward :Sözün bilgisayar alanındaki kullanımı için de yerine göre kullanılmak üzere iletmek ve ileri karşılıkları önerilmiştir.
fotokopi : Fransızca photocopie. "bir yazı, kitap veya biçimin fotoğraf yoluyla kopyasını çıkarma, tıpkıçekim" tıpkıçekim 
fragman : Fransızca fragment. Bir sinema terimi “bir sinemada bir sonraki programı, filmi tanıtmak için o programdaki filmden gösterilen örnek parçalar, tanıtma filmi” parça 
fraksiyon : Fransızca fraction (bir siyasî partinin politikasını parlâmentoda, yerel yönetimlerde yürütmek için teşkilâtlanmış grup, bölüntü, bölüngü). hizip ve bölüntü. 
frame : Bilgisayar alanında kullanılan ve "grafik ve masa üstü yazılımlarında içinde metin ya da grafik yer alabilen dikdörtgen alan" anlamına gelir: çerçeve ve kare 
franchising: İngilizce franchising (oy verme hakkı; imtiyaz; muafiyet; bir şirketin mallarını satma yetkisi).: isim hakkı. 
free-shop : İngilizce free shop. gümrüksüz mağaza 
free-lance: İngilizce free-lance, "serbest yazar ve sanatkâr" "Bireyin emeğini bir kuruma bağlı kalmadan dilediği kadar yere satabilmesi" anlamında kullanılmaktadır. bağımsız, serbest, başına buyruk
frikik : İngilizce free (serbest) + kick (tekme). serbest vuruş.
fuaye : Güncel Türkçe Sözlük'te "bir gösteri veya toplantı binasında, temsil veya toplantı aralarında kullanılan dinlenme yeri" dinlenmelik 
full-time: İngilizce full (dolu; meşgul; tam) + time (zaman). "Kanunî olarak kabul edilmiş iş günü": tam gün.
fundamentalist : İngilizce fundamentalist: kökten dinci                             fundamentalizm : İngilizce fundamentalism. köktendincilik. .
fütürist : Fransızca futuriste (gelecekçilik yanlısı). gelecekçi  fütürizm:  gelecekçilik,                                                                                fütüroloji: gelecek bilimi 
gala : İtalyanca:“Genellikle resmî giysilerle gidilen bir temsilin ilk oynanışı veya bir filmin ilk gösterilişi” ön gösterim 
gardıfren : Fransızca garde-frein “Trenlerde vagon frenlerini işleten kimse” fren görevlisi veya frenci 
garnitür : Fransızca garniture. Yiyecekte; yanlık, giyecek ve benzeri şeylerde; bezenti. 
gastroskop : Fr. gastroscope. Tıp terimi “Yutma borusu, mide ve onikiparmak bağırsağının gözle görülmesini sağlayan hastaya ağız yoluyla uygulanan fiberoptik alet” midegörür .
gastroskopi : mide görüm. 
global : Fransızca global. "Bütün dünya ölçüsünde, geniş bir bakış açısıyla" küresel, dünya
globalleşmek :  küreselleşmek. 
global olarak :  yuvarlak olarak.
go-kart : İngilizce go-kart. “1.Çocuğu yürümeye alıştırmak için kullanılan tekerlekli sandalye. yürüteç    2.Önde iki küçük, arkada iki büyük tekerleği bulunan ufak motorlu bir tür yarış arabası.”  sürsür 
grado : İtalyanca 1. kimyaBir sıvının içindeki alkol derecesi. derece                               2. mecaz.  düzey, seviye 
grafiker :  grafikçi’dir.
guard : İngilizce guard (muhafız, nöbetçi). basketbolde "oyun kurucu" oyun kurucu 
gurme : Fransızca gourmet. “Yemekten ve içkiden anlayan, bunların tadına varabilen kimse” tatbilir ( ben tadımcı diyorum - a.göle - )
gusto : İtalyanca gusto (tat, tatma; zevk; istek). zevk. 


Yayın Tarihi : 10.08.09

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder